30 Temmuz 2013 Salı

Misafir Ağırlamak

      

      En tatlı gülümsememle iyi geceler diliyorum :)
    Misafir ağırlamak üç temel kurala dayanır. Saygı, muhabbet ve kibarlık. Bu kuralları yazmak kolayda uygulamak için, sağlam bir psikoloji gerekli. Neden yazdım bunu? İşte aşağıda açıklaması;
    Bugün öğlen saatlerinde uyanan ben, kalktığımda gördüm ki evde hummalı bir çalışma var. Ne için bu telaş? diye düşünmeye kalmadan iftara misafirimiz olduğu geldi aklıma. Nedense beynim unutmak istemiş :) Hoş, ben nedenini biliyorum, çünkü başıma gelecekleri tahmin edebiliyorum. Daha kalkar kalkmaz, afyonum patlamadan; içeriden annemle ablamın benimle ilgili konuşmalarını duydum mesela. Annem; Ne iş kaldı geriye? dedi ve ablamdan cevaben şunları söyledi; Zeynep toz alacak, Zeynep salatayı yapacak, Zeynep şerbeti yapacak bir de Zeynep ekmek alacak. Eee.. Pardon da ne iş kaldı geriye? Bütün işleri bana yıkmış uyanıklar. Nerelere gidem? Neyse Ya Allah Bismillah dedim ve başladım bana verilen görevleri yapmaya. Yetiştirdim bütün işleri. Anneciğimi de memnun ettim. Ve akşam saat 20.00 sularında yavaş yavaş misafirler akın etmeye başladı. Sürekli olarak çalan bir zil sesi hatırlıyorum, zil çaldı da çaldı, bitmek bilmedi adeta. Ne kalabalık misafirdi, biz sadece salonda ağırlarız misafirleri diye düşünürken bir anda evimizin tüm odaları işgal edildi. Kendi odam, oturma odası, banyo hatta balkon bile. Neye uğradığımızı şaşırdık. Ne kalabalıkmış ama. Bir de bir sürü çocuk vardı içlerinde. Her birinden ayrı bir ses çıkıyor. Biri "ben o bebekle oynicam" diyor, öbürü "ben oynicaamm" diyor sonra kavga çıkıyor. Ağlayan ve bağıran bir sürü velet ortada geziniyor. Annesi çocuğa yemek yedirmeye çalışırken, çocuk "ben yemicem" diyor ve çocuk yemeği döküyor. Haydiii, tabi temizleme işi yine bana kalıyor. Ve misafirlerimize de son derece kibar bir şekilde "olsun canım sağlık olsun, çocuk bu olur böyle şeyler" gibi cümlecikler kuruyorum. Ama içimden "Allah'ım bana sabır ver, şu geceyi sağ salim bitirmeyi nasip et" diye dua ediyorum... O hengame daha ne kadar devam etti tam hatırlamıyorum ama bir ara bir baktım. "Biz müsaadenizi isteyelim" gibi cümleler kurulmaya başlanmış. İçimden sevinç çığlıkları atmak gelse de dışımdan "Aaaa.. daha erken, biraz daha oturun, çayımız var, bir bardak daha buyurun lütfen" gibi cümleler kurmaya devam ediyorum. Çok iki yüzlüce bir davranış biliyorum ama bazı misafirler vardır ki....(bu cümlenin devamını kuramayacağım, o derece yani ) Şükürler olsun ki, geceyi kazasız belasız atlattık, en son hatırladığım misafirler gittiğinde ben yerleri öpüyordum, sonrası yok zaten :))
     Allah'ım ben misafiri severim aslında, misafir evin bereketidir hatta ama bazen dayanamıyorum işte. Ne olacak bu halim hiç bilmiyorum, inşallah daha dayanıklı bir insan olabilirim...
     Şimdi ise bir misafir alayını daha atlatmanın mutluluğu içinde sırıtaraktan klavyenin tuşlarıyla olan bağlantımı kesiyorum. Bu saatte kalkıp işe gidenlere, hayırlı sabahlar dilerken benim gibi birazdan uyuyacak olanlara iyi uykular diliyorum. Görüşmek üzere, esen kalın....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder